13 Ağustos 2007 Pazartesi

ATLAR



Atla insanın karşılaştırılması bütün Türk boylarında görülmektedir. Atın tarih boyunca Türk hayatında oynadığı rol, insanla atı birbirine yaklaştırmıştır. Atın gerçek hayatta insanın yoldaşı olması bu yakınlığı doğuran sebeplerdir. Uzun yıllar boyunca en gizli sırlarını, sevincini, dertlerini atıyla paylaşan Türk, atına karşı muhabbet beslemiştir.





Türklerde atla-insan veya atla-yiğit birbirlerini tamamlayan unsur olarak görülür. “Kişi korkarsa, atı ayağını yitirir”, “atın huyunu sahibi bilir”.Her iki varlık birbirini oluşturan, tamamlayan unsurlardır. At murattır, insanın gerçek ve düş dünyasının zenginliğidir. At, insanı amacını ulaştıran, hayal dünyasını gerçeğe dönüştüren, uzaklarda, ulaşılması mümkün olmayan diyarlarda bulan hedeflere insanı yaklaştıran ve buluşturan varlıktır. “At yiğide kanattır”, “at yiğidin direği”







Türklerde atın sahibi veya kahraman, atına karşı sevgi ve muhabbet ile doludur. Bu sevgi anlatım türlerine de yansımıştır. Atını incitmeyen ve dövmeyen ona sevgi ve saygı ile yaklaşan kişiler ile at arasında büyük ve kuvvetli bir bağlılık oluşur. Ata insani özellikler yanında, kutsallık veren düşüncenin temelinde atın insana bağlılığı ve yardımı, insanın ise ona gönül bağı ile bağlanması yatmaktadır. Kahraman ile atı arasındaki ilişkinin temelinde de sevgi vardır. Kahraman ile atı birbirine karşı sorumlu görülmektedir. At yürütülür veya yarıştırılırken sevgi temelinde hareket ettirilir, baskı ile yürütülmesi veya yarıştırılması hoş karşılanmaz. Bu hem at, hem de kahraman için sonun başlangıcı olur. Kahraman zor duruma düşse bile sadece kendi canını kurtarmaya yeltenmemeli ona moral vermelidir. Çünkü at onun savaş arkadaşıdır. Aksi halde at bunu bağışlamaz, süreç içerisinde kendisine yapılan haksızlığın acısını alır, iyiliği ise hiçbir zaman unutmaz, bedelini öder.
At ile iyi ilişkiler içinde olmak insanın iç dünyasının göstergesidir. Bu ilişkinin kurulmaması sadece insanı değil, atı da üzer. Türkmen destan, hikaye ve masallarında kahramanın yaralanması halinde atının ona baktığı, dili ile onu iyileştirmeye çalıştığı görülür


**********************************************************************************
Köroğlu Destanı’ndaki genelleme ve tasvirler Türkmenlerin dünya görüşü ve bu çerçevede ata olan sevgisi ile atın gündelik hayat içindeki fonksiyonunu ifade eder.



Kır At Köroğlu’nun varlık sebebidir. “Vahdet birliği” oluşturulmuştur. Kır At “attan bedev, anadan külhan”dır. Köroğlu Kır At’tan ayrı düştüğü zaman ağlamaktan kendini alamaz. Böyle bir durumda iken Kır At’ın acısını duyar, kendisinden geçer. Yalvarmaları sevgiliyi arar gibidir.



Köroğlu bu sevgiliyi Rum’a (Anadolu) ve İsfahan’a değişmez.



Ayım Kırat günüm Kırat

Hatıran düştü gönlüme

Yanımda yoldaşın Dorat

Hatıran düştü gönlüme

(Çerkezov-Ağageldi 1995: 9)



Kır At’a, yiğidin yüreğinin yari olduğunu itiraf eder. Kır At birlik ve dirliğin kılıcıdır. Köroğlu Kır At’ı dilemiştir. “Sensiz neyleyim dünyada” diyerek onsuz bir dünyayı sevmediğini ifade eder.





Yurt sahibi olmak, belirli bir toprağa bağlanmak, ona hakim olmak mutluluk verir. Göçebe yaşayışın büyük zorlukları vardır. Yapılan göçlerde en büyük yardımcı unsur attır. Göçebe insan için yurt ne kadar gerekli ise, Türk içinde at o kadar gereklidir. Türkmen atasözüne göre atın fonksiyonlarını herkes bilemez. Atla sahibi arasındaki sevgi bağını bu bağın kuvveti değerini ancak at sahibi olanlar, onunla bağı bulananlar bilir; at gadırını münen biler/yur gadırını göçen.


makalenin devamını BURADAN okuyabilirsiniz

Hiç yorum yok: